EL MECMÛ’UL FIKHÎ
Allah’a tam bir teslimiyet içerisinde beş vakit namaz kılınan mescitte dünyevi duygu ve düşüncelerden arınmak,ibadet ve taatte bulunmak niyetiyle zamanının belirli bir kısmının ayrılması ve bu esnada meşrû bile olsa her türlü nefsânî ve şehevî arzulardan uzak durmaya i’tikâf denir.
İ’tikâfta, farz ibadetlerin yanı sıra nâfile ibadetler de önem taşımaktadır.
Manevi duygu ve düşüncenin yoğun bir şekilde yaşandığı, mümkün olduğu ölçüde maddî dünya ve ilgililerinden uzaklaşarak, kalbin ve ruhun Alemlerin Rabbine yönelmesiyle oluşan bu ortam, insanın manen olgunlaşması için derin mânevî bir ufuk ve imkân sunmaktadır.
İ‘tikâfa özellikle ramazan ayının son on gününde girilmesi Kadir gecesini de ihya etme fırsatı vereceği için ayrı bir önem taşır.
İ‘tikâfın meşruiyeti Kur’an ve Sünnet ile sabittir. “Mescidlerde i‘tikâfta bulunduğunuz zaman kadınlara yaklaşmayın”(1) meâlindeki âyetle Hz. Âişe’nin (r.a.), “Resûl-i Ekrem ramazanın son on gününde i‘tikâfa girerdi. O bu âdetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları i‘tikâfa girmiştir” (2) şeklindeki rivayeti bunun delillerini teşkil eder.
i‘tikâf yalnız İslâm ümmetine has bir ibadet olmayıp vahiy geleneğine sahip hemen bütün dinlerde muhtelif şekillerde gerçekleştirilen köklü bir ibadettir; Hz. İbrâhim ve oğlu İsmâil zamanından beri devam edegelen bir sünnet olarak bilinir. Nitekim, “İbrâhim ve İsmâil’e: ‘’Evimi onu ziyaret edenler, ibadet için orada kalanlar (âkifîn), rükû ve secde edenler için tertemiz tutun diye ahid -emir- verdik” (3) meâlindeki âyet bir yönüyle buna işaret etmektedir.
İ‘tikâfa giren kimsenin gücü yettiği kadar namaz kılması, Kur’an okuması, istiğfar etmesi, dua ve niyazda bulunması, kelime-i tevhid ve tekbir getirmesi, Allah’ın varlığı, birliği, kudreti hakkında tefekkür etmesi gerekir.
İbni Abbas (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre, i’tikâf eden hakkında, Rasûlüllâh (s.a.a.) şöyle buyurdu:
“-İ’tikâf, günahları hapseder (sahibini bütün şerlerden ve günahlardan korur) ve bütün iyilikleri işleyen gibi ona (i’tikâfa girene) sevaplar yazılır.” (4)
Hadîs-i şerîfe göre, i’tikâf edip bu esnada günah işlemekten kendisini tutan bir mümin, tüm iyilikleri işlemiş gibi sevap kazanır.
Sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem ramazanın son on günü itikâfa girmek için kıyafetlerini giyerek evden dışarı çıkar ve mescitte itikâfa girerdi.
Gecelerin tamamını ihya ederdi. Her gece akşam ile yatsı arası gusül abdesti alırdı.
Hüseyin’in babası imam Zeyd bin Ali’ye sordum:
‘’-(Sallalâhu aleyhi ve âlihi ve sellem) in alt elbisesini bağlaması ne demek oluyor?’’
Dedi ki:
‘’-(Ramazanın son) on gününde eşlerinden ayrı kalıyor demektir.’’
“Resûlullah mescitte keçeden yapılmış küçük bir Türk çadırında itikâfa girerdi.”(5)
Zeyd bin Ali babasından O’da dedesi Ali’den bana söyledi dedi ki: (Allah’ın selamı üzerlerine olsun)
“-Cuma namazı kılınmayan yerde i’tikâfa girilmez.İ’tikâfa girecek kişi oruç tutmak zorundadır.”
(Hanımlar camide i’tikâf yapmaz. Evde mescid olarak kullandığı bir oda varsa, o odada i’tikâfa girebilirler.)
Zeyd bin Ali babasından O’da dedesi Ali’den bana söyledi dedi ki: (Allah’ın selamı üzerlerine olsun)
”İ’tikâfa giren kişi;
~Müstehcen (kötü) sözler söylemez
~Cahillik yapmaz.
~Kimseyle savaşmaz.
~Küfür sözler söylemez.
~İnsanlarla tartışmaz.
~ (İ’tikâfa giren kişi) hasta ziyaretine gidebilir.
~Cuma namazına gidebilir.
~Ailesinin yanına sadece abdest almak için gidebilir.
~Ailesine acil söyleyeceği bir şey olduğu zaman oturmadan ayakta iken söyleyip tekrar geri i’tikâf yerine döner.” (6)
Vâcip i‘tikâfa giren, yani, “Allah rızâsı için -meselâ- on gün i‘tikâf yapacağım” diyerek adakta bulunan kişi, tan yeri ağarmadan önce i‘tikâf için belirlediği bir mescide, “Yâ rabbi! Senin rızan için üzerime vâcip olan i‘tikâfı eda etmeye niyet ettim” diyerek girer ve adadığı i‘tikâf günleri süresince oruç tutar, mescidin bir köşesinde ibadetlerini yapar. Nezrettiği son günün akşam namazından sonra i‘tikâftan çıkar.
Rabbim yapacağımız ibadet taat ve zikirleri dergahi Uluhiyetinde kabul ve makbul eylesin.
Ramazanınız ve Kadir geceniz mübarek olsun.
Ehl-i Beytin himmet ve nurunda buluşmak niyazıyla Selam ve Dua ile. Cesim Zeydani-19.04.2022
Dipnotlar:
- (el-Bakara 2/187)
- (Buhârî, “İʿtikâf”, 1; Müslim, “İʿtikâf”, 5)
- 3-(el-Bakara 2/125)
- (İbn-i Mâce, Sıyam:67)
- (Müslim, Sıyâm, 215; İbni Mâce, Sıyâm, 62
- (el Mecmu’ul Fıkh-i ;İmam Zeyd b. Ali B. Hüseyin (a.s.)