Abbasi Devleti’nde Nakibül-Eşraf’ların elçilik görevleri de vardı. Eğer elçi adayı Peygamber soyunda Seyyid veya Şerif biri olursa, kendi dışındaki bütün elçi adaylarına tercih edilir.
Çünkü onun temiz ırkı, gönderildiği hükümdara hürmet telkin edecektir. Halifelere büyük bir nüfuz kazandıran Kureyş soyundan olma vasfı, diğer memuriyetlerde de itibar kazandırmış ve Seyyidlerden elçiler gönderilmiştir.
Hz.Abbas soyundan Nakibü’n-Nükâba olan Tarrad bin Muhammed M.1062 yılında Abbasi halifesi el Kaim (H.422/M.1031-1075) tarafından ilk defa M.1064 de Sultan Alpaslan’ın tahta geçmesinde sonra aynı halife tarafından Alpaslan’a kılıç kuşatmak ve ondan biat almak için ikinci defa elçi olarak gönderildi. Elçi beraberinde hil’atler, menşur ve sancak taşıyordu. Nahçıvan’da Alpaslan’la buluştu. Alparslan, halife tarafından gönderilen saltanat alametleri kabul etti, hil’atleri giydi ve halifeye bi’at etti.
Elçi olmanın başka örnekleri de vardır. Abbasilerin Nakibi Ali bin Tarrad (ölm.H.538/M.1143-1144) da Selçuklu Sultanı Mehmed Tapar’a elçi olarak gönderilmişti. Aynı Nakib aynı yıl (H.501/M.1107) da bir kaç elçilik vazifesini daha yerine getirmişti. Abbasilerde Nakib’ler bunlardan başka resmi karşılama törenlerinde bulunuyorlardı. Tuğrul Bey’in M.1057 yılında halife huzurunda taç giymesi ve kılıç kuşanması töreninde de Abbasi ve Talibi Nakibü’n-Nükabaları vardı.
Dr.Seyyid Hüseyin Zerraki
Dünya Seyyidler ve Şerifler Kültür ve Araştırma Derneği Genel Başkanı