MEYDANA GELEN DEPREMLERIN ! SEBEPLERİ VE HİKMETLERİ…

0
466

Tabiattaki hiçbir hâdise sebepsiz ve hikmetsiz değildir. Zira her şeyi olduğu gibi, tabiat hâdiselerini de yaratan,Cenâb-ı Hak’tır. O’nun bütün işleri, idrâk edilebilen veya edilemeyen nice hikmet ve sırlarla doludur.
Bu hakîkat, âyet-i kerîmede şöyle ifâde buyrulur:
“…O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içinde tek bir taneyi dahî bilir. Yaş ve kuru ne varsa, apaçık bir kitaptadır.” (el-En’âm, 59)

Deprem, sel, fırtına, yanardağ patlamaları, tsunami gibi bâzı tabiat hâdiseleri de, belli bir periyoda bağlı olmayan “Adetullâh” tecellîleridir. Cenâb-ı Hakk’ın bunları meydana getirişinde zâhirî sebeplerin dışında, üç tane de bâtınî sebep vardır. Bunları hikmet penceresinden değerlendirmek gerekirse:

BİRİNCİSİ: İLÂHÎ BİR ÎKAZDIR…

Cenâb-ı Hak, bu âfet ve felâketlerle insanoğluna ne kadar da derin bir acziyet ve hiçlik içerinde bulunduklarını ve bu cihandaki asıl vazifelerinin kulluk olduğunu hatırlatır. Ayrıca dünyanın fânîliğini, ölümü ve esas hayatın âhiret olduğunu bildirir. Bilhassa kıyâmeti, yani kâinat çapındaki o büyük infilâkı hatırlatarak biz kullarını îkaz buyurur. Meselâ fay hatları…
Allah Teâlâ toplumları, fay hattını harekete geçirmeden, yani zâhirî bir sebep olmaksızın da helâk edebilir. Ancak daha evvel bu fay hatlarını takdîr edip onları devamlı olarak kullarının gözleri önünde bulundurmak sûretiyle, kıyamet günü mutlakâ gerçekleşecek olan hakîkati her an îkâz ediyor.

İKİNCİ: İLÂHÎ BİR CEZÂDIR…

Bu nevî felâketler, Allâh’a isyan edenlere bir kahır tecellîsidir. Toplumdaki fertlerin ekseriyeti nefsânî azgınlıklara meyletmişse, şer gâlip olmuş, vicdanlar günahlarla kirlenmiş, kalplerde isyan hatları teşekkül etmişse, bu hâl, aslında rahmet olan yağmurların sel felâketine dönmesine veya tamamen kesilip kuraklığın vukū bulmasına, bâzen de depremlerin zâhirî sebebi olarak gösterilen fay hatlarının infilâkına sebep olur. Bu tip acı hâdiseler, insanların isyanları ve günahları sebebiyle meydana gelir.

ÜÇÜNCÜSÜ: İSE SÂLİH KULLARA BİR MAĞFİRET VE ECİR VESÎLESİDİR…

Hakîkaten, birtakım âfetlerde, kurunun yanında yanan yaş ağaçlar misâli, mâsum çocuklar ve sâlih kimseler de vefât ederek hükmen şehîd olmaktadır. Bu iptilâları Cenâb-ı Hak bâzı kullarının günahlarına keffâret kılmakta, bâzılarının ise mânevî derecelerini yükseltmeye vesîle etmektedir.
Nitekim bu husustaki bâzı hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulur: “Bir kul kendisi için (Cennet’te) hazırlanmış olan makama ameliyle erişemeyecekse, Allah onun bedenine veya malına veya çoluk-çocuğuna bir belâ verir. Sonra (Allah) o kulu bu musîbete sabretmeye muvaffak kılar. Nihâyet (Allah) o kulu kendi katında hazırlamış olduğu makama eriştirir.”

(Ebû Dâvûd,Cenâiz, 1/3090; Ahmed,
V,272)