HASAN BASRİ HAZRETLERİNİN MUAVİYE BİN.EBU SÜFYAN HAKKINDA-Kİ GÖRÜŞÜ!!!!!

0
1301

Ebû Saîd El-Hasan bin.Yesâr El-Basrî
(Ö.110/728)
Basralı meşhur tâbiî, âlim ve zâhid. 21 (642) yılında Medine’de doğdu.Babası Yesâr’ın müslüman olmadan önceki adı Feyrûz),Irak’ın fethi sırasında Basra yakınlarındaki Meysân kasabasından Medine’ye getirilen esirlerden olduğu söylenir.Oğlunun şöhreti dolayısıyla daha çok Ebü’l-Hasan adıyla tanınan Yesâr, kaynaklarda Zeyd bin. Sâbit’in veya Enes bin. Mâlik’in halasının âzatlısı olarak gösterilir ve efendisine nisbetle kendisine Ensârî nisbesi verilir (İbn Sa‘d, VII,156). Hasan-ı Basrî’nin annesi Hayre,Resûl-i Ekrem’in eşi Ümmü Seleme’nin âzatlısı ve hizmetkârıdır. Bundan dolayı Hasan’la daha çok Ümmü Seleme ilgilenmiş, bilgili ve hakîm bir kişi olarak yetişmesinde bu ortamın büyük rolü olmuştur
(İbn Hallikân, II, 69; Ahmed Halîl Cum‘a, I, 161-167). Kendisinden küçük olan iki kardeşinden Saîd hadisçi, Ammâr ise Allah korkusundan dolayı çok ağlamakla tanınan bir zâhid idi.
Hz.Ömer başta olmak üzere birçok sahâbînin duasını alan Hasan-ı Basrî on iki yaşında Kur’an’ı ezberledi. Yetmişi Bedir gazisi olmak üzere 120 kadar sahâbî ile görüşme imkânı buldu. Hz. Osman’ın şehid edilmesi, Cemel ve Sıffîn savaşları, Kerbelâ Vak‘ası gibi birçok fitneye şahit olan Hasan-ı Basrî bu konulardaki düşüncelerini cesaretle ortaya koymuş, bu tutumuyla da halkın takdirini kazanmıştır.İlke olarak devlete ve siyasî otoriteye baş kaldırılmasına karşı olduğundan birtakım telkinlere,hatta zorlamalara rağmen isyanlara katılmamış, ancak zâlim ve zorba devlet adamlarını hiç çekinmeden tenkit ederek baskı altındaki halkın hislerine tercüman olmuştur.
“Emevî halifelerini ve onların valilerini âdil olmaya davet etmiş,”
“MUÂVİYE’NİN İSTİŞAREYİ BİR Yana Bırakıp Kılıç Kuvvetiyle İktidara Gelmesini, Siyasî Sebeplerle Ebu Süfyan’nin gayri meşru çocuğu Ziyâd bin Ebîh’i kendi nesebine katmasını,Hucr bin. Adî’yi haksız olarak öldürtmesini ve lâyık olmadığı halde oğlu Yezîd’i veliaht yapmasını BÜYÜK HATA OLARAK GÖRMÜŞ,”
“Bu yanlışlardan Birinin bile kişinin MAHVOLMASINA YETECEĞİNİ SÖYLEMİŞTIR”
(İbnü’l-Murtazâ,
s. 23). Emevîler’in, baskı ve şiddete dayalı yönetimiyle tanınan Irak Valisi Haccâc’ı ağır bir dille kınamış, onun Saîd b. Cübeyr’i katletmesini büyük bir felâket olarak görmüş,Pek çok sahâbîden hadis rivayet eden Hasan-ı Basrî tâbiînin en faziletlilerinden biri olarak kabul edilir.“Basra halkının şeyhi, Basralılar’ın imamı” gibi unvanları yanında Zehebî onun için “şeyhü’l-İslâm” tabirini kullanır.
Hasan Basri şöyle demiştir: “Muaviye dört şey yaptı ki,bunların her biri onun katli için yeterliydi.
1- Sahabe arasında liyakatli, yetenekli ve dürüst insanlar varken sefih ve düşüncesiz insanları müslüman halkın başına musallat etti.
2- Sürekli sarhoş olan, ipek elbiseler giyip def ve tanbur çalan oğlu Yezid’i halifelik makamına oturttu.
3- Ziyad’ı kendi kardeşi ilan etti. Oysa ki Muaviye’nin babası, Ziyad’ın annesiyle zinada bulunmuştu ve Hz. Resulullah (s.a.v)’ın sarih buyruğu gereğince “Zina yoluyla akrabalık bağının oluşmayacağı” bilinmekteydi.
4- Müslümanlar arasında takva ve inkilabiliğiyle tanınan Hucr bin Adiyy ile arkadaşlarını öldürttü.