Şia ve Sünnî,Kaynakları her ikisinin de naklettiği bir hadiste
“Sefine” yani Gemi hadisidir… Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Sizin aranızda Ehl-i Beyt’imin misali Nuh’un gemisi gibidir.
Kim ona binerse kurtuluşa erecektir ve kim de binmezse helak olacaktır.”
Safine hadisi de yine bir hakikati açıklamaktadır. Farklı birçok Ehl-i Sünnet kaynağında bu hadis nakledilmiştir.
Örnek olarak; Hakim-i Nişaburi’nin Müstedrek’inde
(C.3, S.149 Allah (C.C)151), Nebehani’nin “Erbain Hadisi”nde ve İbn-i Hacer’in “Es-Sevaiki’l-Muhrikasına bakılabilinir.
Sonuç olarak; “Sakaleyn” ve “Sefine” hadislerine göre Peygamber’in (s.a.v)Ehl-i Beyt’ine uymamız gerekmektedir.
Mübahele ayetinin (Al-i İmran, 61) nazil olduğu zaman
Peygamber (s.a.a) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i yanına alarak “Allah’ım! Benim Ehl-i Beyt’im bunlardır.
diye buyurdu.”
İmam Ahmet bin. Hanbel, Enes bin Malik’ten şöyle naklediyor:
Tathir ayeti (Ahzab, 33) nazil olduğu zaman,
Peygamber (s.a.v) altı ay boyunca her gün sabah namazı için mescide giderken Ali ve Fatıma’nın evlerinin önüne geldiğinde “Namaza, ey Ehl-i Beyt” diye çağırıyordu.
Kurân-ı Kerim’de bulunan “Kurbâ” (yakınları) anlamı ile de ilgili hadisler vardır.
Örnek olarak; Peygamber (s.a.v) risaletinin karşılığında Müslümanlardan hiçbir ücret istemeyerek
sadece onlardan yakınlarını (Kurbâ) sevmelerini istemiştir ki, bu istek yine onların kendi faydalarınadır.
Fakat “Kurbâ”dan kastedilen kimlerdir?
Ehl-i Sünnet’in büyük âlimlerinden olan ünlü müfessir Zamahşeri şöyle diyor:
“Bu ayet (Ahzab,33) nazil olduğunda,sevgisi lazım olan Kurbâ (yakınları)’nın kimler olduğunu
Peygamber’den (s.a.v.) sordular, Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle cevap verdi:
Ali,Fatıma ve onların iki oğludur.Allahın selamı
onlara olsun
Sahih-i Müslim, hadis.2408,kitabı- fezâili’l-Sahabe,4420
Zamahşarî, Keşşâf,C.4, S.220, (Şura suresinin 23. ayetinin açıklamasında