
Taberi tarihinde ki bir kayda göre Talibilere ait işlerin idaresini üzerine alan Ömer Bin ferec El ruhacı adında birine raslanmaktadır
bu zat Nakip ünvanı ile Kendisine söz edilmese de Abbasi halifesi mütevekkil Hicri 232 /247 Miladi 847/ 861 devrinde Horasan’dan gelerek Talibilerin işlerini üzerine almıştır Büyük ihtimalle bu zatla birlikte Abbasi Devleti bünyesindeNikabet teşkilatı kurulmuştur. Nakibül eşraflık müessesesinin bundan on yıl sonra da yine devam ettiği anlaşılmaktadır Hicri 260 Miladi 873 /874 yılında vefat eden Hazreti Ali KV nin soyundan Ali Bin Muhammed Cafer el himani küfe’ de Alevilerin Hazreti Ali Soyunda olan Nakibi idi. Edebi şahsiyeti de güçlü olan bu kimse orada Hazreti Ali’nin bir bakıma sözcüsü görevini yapmaktaydı. Bu arada Abbasiler yalnız Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin evlatlarına değil aynı zamanda Abdülmuttalip oğlu Abbas Soyunda gelenlerede nezaret etmek üzere bir nikabet makamı teşkil etmişlerdi. Abbasi hukukçularına göre bu vazifeye tayin halife tayin yetkisi olan tefviz veziri işlerin İdaresi halifelerce kendilerine bırakılan eyalet valileri ya da hususu selahiyetli nakib tayin eden umumi Nakip nakibün nükaba tarafında yapılmaktaydı tayinde asıl yetkiyi elinde bulunduran Hilafet makamıydı. Nakibül eşraflık büyük memuriyetlerden olması dolayısıyla bu makama halifece tayin edilen genel nakiplere Ferman ve beratlar yazdırırdı. Nakip tayin edilecek kimseler, faziletli ve sözü geçerli riyaset şartlarını kendinde birleştiren kimseler olurdu. Hususi nakiplerde ilim şartı pek aranmazken umumi nakiplerde hüküm verme hatta tatbiki selahiyetlerinden dolayı ilim Fıkıh Bilgisi şartı bulunmaktaydı. Nakiplerin iyi ensap bilgisine sahip olması gerekiyordu. Muhammed Bin Muhammed ölümü Hicri 320 Miladi 932 bu şartları kendinde toplayan iyi ensap bilen ve Talibi ve Abbasi Nikabeti’ni birlikte yürüten şahıslardan biri idi. Kardeşi Talibi nakibi Şerif Murtaza ölümü Hicri 436 da Fazıl şair ve Fasihti. Abbasi Devleti tarafından hem Hazreti Hasan hem de Hazreti Hüseyin neslinde olan evladı Resul’e hem de Abbas bin Abdülmuttalip neslinde gelen abbasilere genel hususi nakibler tayin edilmekteydi. Abbasi hilafetinde Hazreti Ali Soyunda olanlara Hazreti Abbas Soyunda olanlarla nikabetini kendinde birleştiren kimselerde bulunmaktaydı. Nakibü”n nükabalara bulundukları makamın yüceliğine işaret ederek Er Rıza el Murtaza zül mecdeyin el Kamil zul mecdeyin et Tahir Nakibü’n nükab’a ve nizamül hazreteyin gibi ünvanlar verilmektedi. Umumi nakibler sülaleyi Nebevi’ye mensup kimselerin işlerine bakar neseplerini zapt ve kaydederdi doğum ve ölümleri Talibi ve Abbasi nakipleri tarafından ayrı ayrı tutulan defterlere kayıt edilirdi. Nakipler Seyyid ve Şerifleri adi işlere ve sanatlara girmekten kötü halde olmaktan men ettikleri gibi haklarını müdafaa ve onları da başkalarının haklarını riayette mecbur eder fey ve ganimetlerden onlara düşen payı aralarında tevzi ederler. Bu sülaleye mensup kadınların küfü olmayanlarla evlenmelerine müsaade etmezlerdi,umumi nakipler umumi bir Vasi hükmündeydi. Başşehrin dışında işleri ise hususi nakipler görürdü Kuran-ı Kerim’de yeşil cennetliklerin elbiselerinin rengi Cennet yastıklarının rengi Yusuf Suresinde bolluk ve refaha işaret eden renk ve kış karşısında baharın Bahar mahsulatının rengi olarak geçmektedir. Hazreti Peygamber yeşil giymiş dört halifede renkler arasında bir ayrım yapmamışlardır. Diğer renkler yanında Hazreti Ali Yeşil elbise’de giymiştir,Ehli beytin beş vazifesinden biri de neseblerinde şerefin ziyadeliğini göstermek için yeşil giymek olmuştur. Yeşilin,Hasani ve Hüseyinilere ait bir renk haline gelmesinin en önemli sebebi de Yedinci Abbasi halifesi memu’nun Hicri 198 /218 Miladi 813/ 833 Ali Rıza bin Musa El Kazım Hicri 201 Yılında kendisine Veliaht tayin ederek kendisinin Abbasi şiarı olan siyah cübbe ve siyah sarık yerine yeşil koyması Talibilere Valilerine de yeşil cübbe ve sarık giymelerini emretmesi olmuştur. Abbasi şiarının ki siyah Yahudilerin’ki sarı diğer Müslümanların şiarıda beyaz olduğu için memnun’un sadat’ın şiarının yeşil olmasını istediği de kayıtedilmektedir. Hususi ve umumi nakiplerin en az birer katipleri vardı Bağdat’a nakibün nükabalık yapan Ali Bin tarrad’ın ibn-ü Sinan ölümü Hicri 487 Miladi 1094 diye bilinen bir katibi bulunmakta idi Ayrıca Ebu Ali Muhammed Bin Vüşah ölümü Hicri 463 Miladi 1071’de adı geçen nakibül eşrafın mahiyyeti ölünceye kadar katiplik yapmıştı. Nikabet katipliği yalnız merkezde bulunmazdı Ebu Turap diye künyellenen Ali Bin Nasır el Katip Basra Talibi ve nakibi mahiyetinde katiplik yapmıştı ehliyetli kimseler Başşehirde ve dışında uzun yıllar bu vazifeyi sürdürmekte gerekirse bu memuriyetlerini farklı yerlere aldırabilmekteydiler. Nakibler elçilik görevinde de bulunabiliyorlardı Eğer Elçi adayı peygamber Soyundan seyyid ve şerif birisi olursa kendi dışındaki bütün Elçi adaylarına tercih edilirdi…