
Ehl-i Beyt imamların başı Hz.Ali Ehl-i beyt ile ilgili görüşlerini şöyle açıkliyor: Andolsun Allah’a ki ,emirleri tebliğ etmek ,vaatleri tamamlamak ve tüm sözler bana öğretildi.Doğrusu hikmet kapıları ve işlerin aydınlatıcı ışıkları biz Ehl-i beyt’in katındadır.” Biz Ehl-i Beyt’ten ayrı olarak kendilerini bilgide üstün sayanlar,yalan yere bize zulemederek bu zanna kapılanlar neredeler ? Oysa allah bizim derecemizi yüceltmiş ,onları alçaltmıştır.Bize ihsan etmiş,onları mahrum bırakmıştır.Bizi haremine almış,onları oradan çıkarmıştır.Hidayet bizimle istenir.Körlük bizimle giderilir.Bilin ki,imamlar kureyştendir.Kureyşin de Haşim soyunun bu boyundan yöneticiler başkalarından olamaz.” Biziz Resulullah’ın kendisinden hiç ayrılmayanlar,sürekli onunla birlikte olan ashabı Biziz hazinesinin hazinedarları ,ilminin kapıları.Evlere ancak kapılardan girilir.Kapıdan girmeyene hırsız denir.Kur’an’ın ayeti kerimeleri Ehl-i beyti hakkında nazil olmuştur.Onlardır Rahman’ın hazineleri,defineleri, konuştuklarında doğru söylerler,sustuklarında kimse onlara karşı konuşmaz.” Ehl-i Beyt’in ilmin yaşayışı,bilgisizliğin ölümü ,hilimleri ilimlerinden ,susuşları söyleyişlerindeki hikmeten haber verir size.Hakkı muhalefet etmez,hakta ayrılığa düşmezler.Onlardır islam’ın direkleri ve halkın sığınakları.Hak onlarla yerini bulur,batıl onlarla yerinden ayrılır.Hak zahir olunca batılın dili kesilir.Onlar dini derin bir kavrayışla kavrayıp,tüm gereklerine riayet ederler;sadece işitip rivayet etmezler.İlmi rivayet edenler çok olur;ama ona riayet edenler az olur.-“Bizim nübüvvet ağacı,vahyin indiği,meleklerin inip çıktığı yer,biziz ilmin madenleri ,hikmet kaynakları.Bize yardım eden,bizi seven rahmeti bekler.Bize düşman olan ve buğz eden ise azabı bekler.” Peygamberin soyu soyların ,ailesi ailelerin en hayırlısıdır;ağacı ağacların en iyisidir.Haremde bitmiş,kerem aleminde boy atmıştır.O ağacın upuzun dalları -budakları vardır.Meyvesine herkesin ulaşmasına imkân yoktur.” Nereye gidiyorsunuz ?Ne zaman döneceksiniz ?Hidayet sancakları dikilmiştir.Deliller apaçıktır, nişaneler dikili durmaktadır.Ne diye başı dönmüş bir halde çöllere dalarsınız ? Neden ve niçin yeller yortarsınız ? Peygamberinizin itreti( Ehl’i Beyt’i) aranızdadır.Onlar sizi gerçeğe çeken iplerdir.Dinin bayrakları,hakikatın dilleridir.Onlar onları Kur’an’ın en iyi konaklarına indirin( kur’an’da anıldığı,emredildiği şekilde onlara uyun).Susamış develer gibi onların yanında,onların kaynağına koşun.Ey insanlar ! Bu sözleri,bu inancı son peygamberden alın.”Bilin ki biz Ehl-i Beyt’ten olup da ölen ölmez,diridir.Bizden olup da çürüyüp gittiği zannedilen çürümez.”Bilmediğiniz sözü söylemeyin.Çünkü gerçeğin çoğu inkâr ettiğiniz şeylerdir.Alehine kesin bir deliliniz olmayan kimseyi mazur görünüz.O kimse de benim.Sizin içinizde,sizin aranızda iki değer biçilmez şey in en büyüğü olan Kur’an’la amel etmedim mi ben ? iki değer biçilmez şeyin küçüğü olan Ehl-i Beyt’i aranızda bırakmadım mı ben ? -“Peygamberimizin Ehl-i Beyt’ine dikkat edin.Onların yolunda ayrılmayın;onlara uyun.onlar sizi asla doğru yoldan çıkarmazlar.Sapıklığa sevk etmezler.onlar oturursa sizde oturun;Onlar kalkarsa sizde kalkın.Onların önüne geçmeyin,aksi taktirde yolunuzu kaybedersiniz; sersemleşir,sapıtır gidersiniz.Onlardan geride kalmayın ;yoksa helak olup bitersiniz. İşte bu Allah’ın her türlü kirlenmeden arındırıp tertemiz kıldığı Ehl-i beyt hakkında Hz.Ali ‘nin sözleridir.Ehl-i beyt ailesinden olan Hz.Fatıma ,Hz.Hasan, Hz.Hüseyin Zeynül Abidin,Hz.Cafer sadık Onların da ayni sözleri tekrarladıklarını,ayni yoldan gittiklerini,her yer yerde ve her zaman halkı Kur’an’a ve Resulullah’ın Ehl-i beyt’ine davet ettiklerini ,kurtuluş ve hidayetin onlara uymada olduğunu anlattıklarını görürüz. Gerek tarih ,gerekse tarih boyu tasavvuf ehlinin ileri gelenleri ,tarikat liderleri,mezhep kurucuları,din büyükleri ve iman sahibi her müslüman ,Ehl-i beyt’in ilmi ve ameli üstünlükletini kabul etmiş,Resulullah’ın en yakınlıklarını itirafla birlikte dinin koruyucularının da onlar olduklarını söylemişlerdir.İşte bu yüzdendir ki “Doğrusu Allah ,ancak siz Ehl-i Beyt’ten pisliği gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.”ayetine ,Resulullah’ın eşlerinin dahil olmadığını ,fazilette zevcat-ı tahirat’ın Ehl-i beyt ile eşit görülmesinin caiz olmadığını söylemişlerdir.Zira Ehl-i beyt dinin kurucularıdırlar,Kur’an ile birlikte,kiyamete kadar birbirinden ayrılmiyacak bir konumdalar. Yani kiyamete kadar dinin /kur’an’ın korunması onlara bırakılmış bir vazifedir.Hz.Mehdi’nin de kiyamete yakın bir dönemde zuhur edeceği göz önünde alındığında,onun yapacağı görevlerden birinin de dinin tahrifat ve tahribatlardan bozulmuş yönlerini ıslah etmek olduğuna göre,demek oluyor ki Ehl-i beyt,Resulullah’ın kızı Fatima’dan devam etmesi gereken bir soydur.Çünkü Resulillah’ın eşleri kastedilmiş olsaydı,onların dünyada varlıkları yatay olduğundan ,yani kırk elli sene sonra tümünün ölüp sonlarının kesileceğinden ,elçinin bunlara dini koruma görevini bırakması aklen mümkün gözükmüyor. Ayrıca kadın olmaları ve kur’an’ın emri gereğı evlerinde oturmaları hükmü de ayrı bir konu.Resulün Kur’an ile birlikte emanet ettiği onun koruyucusu olan kimselerin dikeylemesine hayatlarının devam etmesi gerekir.Yani soydan soya,kiyamete kadar yeryüzünde yaşayacak ve kur’an ile birlikte bir insan silsilesinin bulunması gerekir.Bunların da Hz.Fatima evlatları oldukları apacık ortada ! Ehl-i beyt’in başı Resulullah S.A.V. son halkası da kiyamete yakın ortaya çıkacak olan Hz.Mehdi’dir.Demek oluyor ki bunlar Kur’an’ın nazil olduğu günden kiyamet kopacağı ana kadar koruculardır.Müslim, Buhari ,Tirmizi,Ahmet ,Nesei ve diğer tüm büyük hadis kaynaklarında da yazarların fazilet ve menkibet bölümlerinde ,Ehl-i beyt’in faziletler bölümünü,Resulullah’ın eşleri ve diğerlerinden ayrı olarak zikretmiştir.Bu da gösteriyor ki Resulullah’ın eşleri, Ehl-i beyt’ten kabul edilmemiştir. Ayrıca,Sahih-i Müslim’de ,”Ali b.Ebi Talip’in faziletleri babında,Zeyd b.Erkam’dan Resulullah’ın s.a.v.şöyle buyurduğu nakledilmiştir.”Ben sizin aranızda iki değerli emanet bırakiyorum.Onlardan birisi Allah’ın kitabıdır.O,Allah’ın ipidir.ona uyan hidayete kavuşur,onu terk eden ise sapıtır.Digeri ise EHL-İ BEYT’İMDİR.Sizlere Ehl-i beyt’imi tavsiye ediyorum,sizlere Ehl-i beyt’imi tavsiye ediyorum.Sizlere Ehl-i beyt’imi tavsiye ediyorum.”Zeyd b.Erkam’a;Resulullah’ın eşleri de Ehl-i beyt’ten sayılırlar mı ? Diye sorulunca şöyle dedi:”vallahi hayır.Kadın kocasiyle bir müddet yaşar.Sonra kocası onu boşadığında evine ve kavmine geri döner.Ama Ehl-i beyt’i ( kendi sülbü olan ev halkı) onun ailesinin asıl fertleri olup,sadaka almaları haram olan insanlardır. Ayrıca Buhari ve Müslüm,Hz.Ayşe’nin Resulullah’ın s.a.v.Ehl-i beyt’inden olmayıp Hz.Ebubekir’in ailesinden oluşuna tanıklık ederler.Bu konuda teyemmüm ayetinin nüzulü bölümüne bakınız. Görüldüğü üzere Ehl-i sünnet’in büyük alimleri ,Hz.Aişe’nin Ehl-i beyt’ten olmadığını kaydetmişlerdir.Fakat Emevi tesiri altında kalan kimi mutaassıp alim müdveddeleri,ne pahasına olursa olsun gerçekleri tersine göstermek istiyorlar. ! Oysaki kur’an şöyle haykırır: – “Ey iman edenler ! Allah’tan korkun ve doğru söyleyin ki Allah’da işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”