Adamın biri,peygamber efendimizin torunu Cafer’i Sadık’ın huzuruna gelir.
İmam,ona hangi kabileden olduğunu sorar.Adam:”Sizin sevenleriniz ve dostlarınızdanım.” der.
İmam, “Allahu Teâlâ ancak kendisine veli (dost) olanı sever. Dostu olana da cenneti vacip kılar.
İmam: “Hangi sevenlerimizdensin?” diye sorar.
Adam susar ve cevap vermez.
O sırada Sudeyr Es-sayrafi,
İmam’a: “Sizin sevenleriniz kaç kısımdır?” diye sorar.
İmam: “Üç kısımdır” diye buyurur.
“Birinci Gurup
Bizi görünüşte sever; ancak gerçekte bizi sevmezler.
İkinci grup ise
Kalpte gizli olarak bizi sever ama açıkta sevmezler.
Üçüncü grup
Bizi gizlide ve açıkta sever. İşte onlar tatlı ve afiyetli sudan içen en üstün örneklerdir. Kur’an-ı Kerim’in, hakikatini, bütün sebeplerin sebebini bilen onlardır. Onlar, en üstün örneklerdir. Fakirlik, yoksulluk ve her türlü zorluklar hızlı koşan atın maksadına ulaşmasından onlara daha çabuk ulaşır.
Zorluklar çekerler, korku ve ıstırap içinde olurlar. Devamlı imtihanlarla karşılaşırlar. Bazıları yaralanır, bazılarınınsa başları bedenlerinden ayrılır.
Onlar, uzak beldelere dağılmışlardır.
Allah Teâlâ, onların hürmetine hastaya şifa verir, yoksulu zengin eder. Onların hatırı için zafere ulaşırsınız, rahmet yağmuru yağar ve rızıklanırsınız.
Onların sayısı çok azdır. Ama Allah Teâlâ’nın yanında değerleri çok fazladır.
Bir kısmı ise bizi görünüşte değil içlerinden severler.
En düşük derecede olan birinci kısımdakiler, bizi görünüşte severler ve bize karşı padişahlar gibi davranırlar.
Dilleri bizimledir, fakat kılıçları bize karşıdır.
Üçüncü derecedekiler, bizleri görünüşte değil de içlerinden severler.
Kendi canıma ant olsun, eğer bizi görünüşte değil, içlerinden sevselerdi gündüzlerini oruç tutarak ve gecelerini teheccüd ve ibadet ederek geçirirlerdi. Böyle olanların dünyayı terk ettikleri yüzlerinden belli olur.
Onlar barış ve itaat ehlidirler. “
İmam’ın bu sözleri üzerine, o adam, “Ben sizi hem görünüşte ve hem de gizlide sevenlerdenim” dedi.
İmam, “Bizi hem görünüşte ve hem de içlerinden sevenlerin bir takım belirtileri vardır. Onlar o belirtilerle tanınırlar” buyurdu.
Adam “O belirtiler nedir?” diye sorması üzerine,
İmam şöyle buyurdu:
“O belirtiler can dostlarımızın sıfatlardır.İlki, onlar
Tevhit bilgilerini gerektiği gibi bilenlerdir.
Daha sonra iman’ın sınırlarını, hakikatini, şartlarını bilmelerdir.”
………………….
TUHAF-UL UKUL
S 352