
Bir gün Muaviye Mekke’ye geldiğinde bazıları yanına giderek şöyle dediler:
İbn Abbas’ın Kur’ân’ı tefsir ettiğini biliyor musun?
Muaviye dedi ki:
Evet, bu gayet doğal bir şeydir. Çünkü o, Peygamber’in amcası oğludur ve Haşimîlerdendir. O da tefsir etmesin, kim etsin?!
Dediler ki:
Fakat o, ayetleri Ali bin Ebu Talip lehine olacak şekilde tefsir ediyor ve biz bundan hem rahatsızız hem de şikâyetçiyiz!
Muaviye dedi ki:
Madem öyle, o zaman bizzat kendim toplantısına gidip orayı dağıtacağım…
Bunun üzerine Muaviye, İbn Abbas’ın tefsir dersine gitti. Ancak İbn Abbas’ın ayetleri çok güzel ve sağlam biçimde tefsir ettiğini görünce itiraz edecek bahane bulamadı. Toplantı sona erdiğinde ise şöyle dedi:
İbn Abbas! Sen ayetleri mi tefsir ediyorsun, yoksa Ali’nin faziletlerini ve üstünlüklerini mi anlatıyorsun?!
İbn Abbas dedi ki:
Ey Muaviye! Kur’ân’ın neresinde Ali bin Ebu Talib’in üstünlüğüne değinilmediğini sen söyle bana! Şimdi sana sorsam cevaplar mısın? “Sen ancak uyarıcısın ve her topluluğun bir yol göstericisi, doğru yola ileteni var.” (Ra’d, 7) ayeti kiminle ilgilidir?
Muaviye dedi ki:
Resulullah buyurmuş ki: “Bu ümmetin uyarıcısı benim, yol göstericisi ve doğru yola ileteni de Ali’dir.”
Peki, “Allah sadece siz Ehlibeyt’ten tüm kötülükleri gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.” (Ahzâb, 33) ayeti kimler hakkındadır ey Muaviye?!
Muaviye:
Resulullah’ın Ehlibeyti ile Ali’nin temizliği hakkındadır.
İbn Abbas:
“Sizin veliniz ancak Allah, O’nun Resulü ve namaz kılarken ve rükû hâlinde iken zekât veren müminlerdir.” (Mâide, 55) ayeti kimin hakkındadır?
Muaviye:
Ali, namaz kılarken yüzüğünü Allah yolunda verdiğinde bu ayet inmiştir ve ben de bunu kabul ediyorum.
…
İbn Abbas:
– Peki, “Gelin biz kendi oğullarımızı ve siz kendi oğullarınızı, biz kendi kadınlarımızı ve siz kendi kadınlarınızı, biz kendimizi ve siz kendinizi çağıralım; sonra da dua edelim…” (Âl-i İmrân, 61) ayeti kiminle ilgilidir?
Muaviye:
Bu, Necran Hıristiyanlarıyla gerçekleşen Mübahele olayını anlatmakta ve Allah burada Ali’yi Resulullah’ın nefsi/kendisi olarak tanıtmıştır.
İbn Abbas:
“İstekte bulunan biri, (muhakkak) gerçekleşecek olan bir azabı istedi.” (Meâric, 1) ayeti kimin hakkında inmiştir?
Muaviye:
Gadir-i Hum günü adamın biri Allah Resulü’nün yanına gelip şöyle dedi: “Bu dediklerin sana ait sözler midir, yoksa Allah’a mı aittir?” Peygamber, Ali’ye yönelik emrin Allah tarafından olduğunu söyleyince adam dedi ki: “Allah’a söyle ki bana bir azap indirsin; ben Ali’nin velayetine tahammül edemem.” Bunun üzerine Allah herkesin gözü önünde o adamı helak etti. Şimdi sen ey İbn Abbas, sadece bu ayetleri mi okuyorsun?
İbn Abbas:
O zaman, “Ey Elçi! Rabbin tarafından sana indirilen mesajı tebliğ et…” (Mâide, 67) ayetinin kimin hakkında indiğini söyle Muaviye!
Muaviye:
Evet, kabul ediyorum, Ali’nin velayeti hakkındadır.
İbn Abbas:
Ey Muaviye! Söyle bakalım, “Bugün dininizi sizin için kâmil kıldım, size nimetimi tamamladım…” (Mâide, 3) ayeti kiminle ilgilidir?
Muaviye:
Evet, bu da Ali’nin velayetiyle dinin kemale erdiğini bildiren ayettir. Fakat sen bana bunu değil, başka ayet oku.
Bunun üzerine İbn Abbas ayağa kalktı ve şöyle dedi:
Ey Muaviye! Sen söyle; Ali bin Ebu Talib’in fazilet ve üstünlüğünü beyan etmeyen Kur’ân’ın hangi yerini okuyayım? Ali’nin anlatılmadığı hangi ayeti okuyayım?
Muaviye:
Tamam İbn Abbas, o hâlde şu ayeti oku: “Yer şiddetli sarsıntısıyla sarsıldığı zaman…” (Zilzâl, 1)
İbn Abbas: Bu da Ali bin Ebu Talib’in faziletiyle ilintilidir.
Muaviye:
Daha neler! Allah’ını seversen, Ali bu ayetin neresindedir?!
İbn Abbas:
Duymadın mı? Resulullah’ın (s.a.a) vefatından bir yıl geçmemişti ki Medine’de şiddetli bir deprem oldu. İnsanlar korkudan sokaklara dökülmüşlerdi. O sırada Ali (a.s) de kalabalığın yanına geldi ve ayağını sert bir şekilde yere vurarak şöyle dedi: “Ey yer! Ebu Turap sana sakinleşmeni emrediyor.”
Muaviye öfkeden çılgına dönmüş, yerinde duramıyor ve ne diyeceğini bilmiyordu. Buna rağmen dedi ki: Desene; Kur’ân olduğu sürece Ali de olacaktır (ve ben Ali’nin ismini bir türlü zihinlerden silip yok edemeyeceğim)!Biharu’l-Envar, C.44, S.125