Seyyidlerle ilgili ayetlerin başında, Ehl’i Sünnetin, Ehl’i Beyt mefhumuna dayanak olarak kullandığı AHZÂB SURESİ 33.ÜNCÜ Ayetini zikredebiliriz.
Bu ayet en kuvvetli görüşe göre Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (R.A) için nazil olmuştur. Bu ayete göre, Resulullah’ın hanımları, çocukları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ve Zürriyeti Hz. Ali (R.A) da peygamberin evinde yetiştiği için Ehl’i Beyt’ten sayılır. Bu ayet nazil olunca Resulullah (S.A.V.) Hz. Ali, Hz. Fatima, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i çağırıp bir örtü ile örterek :”Bunlar benim Ehl-i Beytimdir” deyip dua etmiştir. Ayette geçen rics, günah, şek, fısk, bidat manasına gelip Ehl-i Beyt bunlardan temizlendiği gibi ,onların ricsden tathirinden bir maksat da farz sadakanın Ehl-i beyte haram olmasıdır. Buna bedel kendilerine ganimet ya da fey’den humusu’l humus tahsis edilmiştir. AHZÂB SURESİ 56.INCI ÂYETİ’DE ŞÖYLE DİYOR:
“Allah ve melekleri peygambere salât ederler, ey inananlar, siz de o’na salât ve selâm ediniz.”
Müminlerin salâtından maksat, Allah Tarafından O’na senâ ve tazim olunmasını istemektedir. Şafii mezhebine göre bu ayet salâtın vacip oluşuna delildir. Bu ayet münasebetiyle Resülullah’a nasıl salât getirileceği sorulunca “Allahım Muhammed’e ve Âl-i Muhammed’e ,İbrahim (A.S.)’e salât ettiğin gibi salât et şeklinde tavsiye etmiştir. Salatın hükmü hususunda bir çok görüşler vardır. Alimler bu hususta ihtilaf etmişlerdir. Fakat ne olursa olsun, bu ayetle Hz. Peygamber ve O’nun zürriyetinden olanlara salât emredilmektedir.
Müfesirlerden bir grubun naklettiğine göre ,SAFFAT SURESİ ; 130. ÜNCÜ Âyetindeki “Âl-i Yâsin”den murat Âl-i Muhammed’dir. Osmanlılar dan nakibü’l -eşrâfların unvanlarından biri de “mazhâr-ı Âl-i Tâhâ ve Yâsin ifadeleri de bunu teyid ediyor.
ŞURÂ SURESİ 23.ÜNCÜ AYETİ:
Bu âyete verilen üç yorumdan biri Âl-i beytle ilgilidir. “Ey Kureyşliler ben size yaptığım tebliğ ve tebşirata karşılık olarak sizden bir ücret istemiyorum,ancak ehl’i beytimi sevmeniz müstesnadır.Seyyidlere hürmet ,ta’zim ve riayet söz konusu olunca hemen bu âyetle ilişki kurulur.Resullah’ın meveddet arzusunu yerine getirmede büyük bir ecir ve sevaba nail olma ümidi vardır.Seyyidler,risalet ağacının meyeleri ve nübüvvet deryasının incileri olduklarından onlara meveddet gerekir.Allah’ı sevenlerin Resulullah’ı sevenlerin ehl’i Beytini -torunlarını sevmeleri gerekir.Seyyidleri Peygamberden dolayı hürmet edip sevmek esastır.
Seyyidlere hürmet ve ta’zimin delili olan âyetldrden biride:
AHZÂB SURESİ 6.AYETİDIR:
Yani,peygamber mü’minlere kendi nefislerinden daha çok hak sahibi ve onlara daha yakındır,yardım bakımından daha elverişlidir.Bir kimseye;kendinden ,malından,bütün diğer insanlardan daha sevgilidir.O’na olan şefkat kendilerine olandan daha tam olmalıdır.Bu ayet gereğince bir mü’min peygamberin ihtiyaç duyduğu bir şeyde O’nu kendisine tercih eder.Halbuki bir seyyid,kölesi katında ihtiyaçta kölesinden evlâ değildir,köle açlıktan ölme durumunda bulduğu yiyeceği kendisi yer.Bu âyet sebebi ile Hz.Peygamber’in sevgisini de kendi sevgisine tercihle,O’nun sevdiklerini sevmek gerekir;bir keresinde Resullah (S.A.V.) bu âyete işaretle Hz.Ali (R.A.)’nin ashabca sevilmesini istemiştir.Ehl’i beytten olanların Allah ve peygambere yakınlıklarından dolayı sevilmeleri gerekir.Onların sözlerini kesmeyip,üst tarafa geçirilmeli ve kendimize tercih edilmelidirler.Peygamber (S.A.V.)’in hanımları da”hürmet ve ihtiramda müslümanların anneleri mesabesindedir.Baba,dünyevi hayatta sebeb olduğu için sevilir,halbuki Resulullah (S.A.V.) ebedi hayata sebeb olduğu için sevgiye daha layık(ehak) tır.
Mübahele (lanetleşme ) âyeti olarak bildiğimiz :
ÂL-İ İMRÂN SURESİ 65.ÂYETİ’DE:Seyyidlerle ilgilidir.Medine’ye Necrand’an hırıstiyan bir heyet gelip Resulullah (S.A.V.) ile tartışmalar,sonunda inadları üzerine,mübaheleye,lânetleşmeye davet edilince buna yanaşmamışlardı.Bu âyette peygamberimize :”Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı,kadınlarımızı ve kadınlarınızı,kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralım,sonra can-ı gönülden ibtihal ile dua edelim de Allah’ın (isa hakkında) lanetini yalancıların boynuna geçirelim demesi emredilmiş,bunun üzerine Resulullah,Hz.Ali,Fatima,Hz.Hasan ve Hüseyin’nin Resullullah’ın oğulları yerine olduğu anlaşılmıştır.
Bu konuyla ilgili olarak bu âyetlerde başka,gelecek âyetleri de zikretmekte fayda vardır:
Enfâl suresi 33,
Âl-i imran suresi 39,
Zuhruf suresi 61,
Tâhâ suresi 82,
Duha suresi 5,
Beyyine suresi 7,
Mü’minun suresi 101,
Kevser suresi 1,
Haşr suresi 6,
İbrahim suresi 6, 24,25.