Ehli beytmi ehli
beyt neslimi
Tarihte yaşayan ve kur’an ile sünnetin referans gösterdiği Ehl-i beyt ile Müslüman toplulukların kendi kafalarındaki Ehl-i beyt ayni değildir!
Tarihi süreç içersinde Ehl-i beyt kavramının algılanışında bir değişimin olduğu kesindir.Emevilerin algıladıkları Ehl-i beyt ile Kur’an’ın tarif ettiği Ehl’i beyt
arasında büyük farklılıklar vardır.Yine şianın Ehl-i beyt’i ile sünni’nin Ehl-i beyt’i arasında da hayli farklıdır.Diyelim ki Emeviler en büyük siyasi rakipleri Hz.Peygamber’in s.a.v. soyu (Ehl-i beyt) idi ve bunlar da kendilerince haklı olarak bu kavramı kendi siyasi anlayışları istikametinde yorumlamaya başladılar.Fakat kendilerini Emevi siyasetinin dışında göstermeye çalışan Ehl-i sünnet’in aynen onların yolunu takip ederek bu kavramı saptırmalarının hikmeti ne ? Emeviler kendi saltanatlarına bir meşrutiyet zemini bulmak için böyle bir yolu seçmeye mecbur iken,Ehl’i sünnetin böylesine bir tercihte bulunmasına neden olan etken ne ? Acaba Ehl-i sünnet,sünnetinin çerçevesini çizdiği Ehl-i beyt’i olduğu gibi kabullenip Emevi karşılarına almış olsalardı sahip oldukları hilafet ekolünü ayakta tutabilirlermiydi ? Zira o taktirde kur-an ve sünnetin çerçevesini çizdiği Ehl-i beyt’i Yani Ali,Fatima,Hasan ve Hüseyin’i doğrulamış olur,böylece de bindikleri dalı kendi elleriyle kesmiş bulunurlardı.Bundan olsa gerek ki,Ehl-i sünnet; düşmanımın düşmanı benim dostumdur mantığıyla hareket etmiş ve sözde kendilerinden kabul etmedikleri Emeviler ile dirsek temasına geçerek sünnetin çerçevesini çizdiği Ehl-i beyti değil de Emevilerin tanımladıkları Ehl-i beyti kabullenme yoluna gitmişlerdir !