OSMANLI’DA NİKÂBET TEŞKİLÂTI NASIL KURULDU!!!

0
189

Büyük selçuklu Devletinin Yıkılmağa Yüz tutması ve diğer yandan ona bağlı olan Osman gazi’nin yıldızının parlaması, alim ve fazıllara kucak açması sebebiyle alimler ve şeyhler gibi sâdatı kiramda onun ülkesine akın etmeğe başlamışlardır Selçuklu sultanı 3.Keykubat tarafından cennetmekan Osman gaziye H.683-M.1284 de söğüt diyarının temliki hususunda gelen menşurun ortalarında seyyidlerle ilgili tavsiyeler vardır. Buna göre seyyidlerin büyüklüğüne layık tevkira riâyet gerekir çünkü sâdât risalet secere(ağaç) sinin meyve(semene)si ve nübüvvet deryasının incileridir.onlar muvakkar (tevkir edilmiş yüceltilmiş mükerrem ve muazzam tazim edilendırlar bu hususlarda kuranda ehli-beytle ilgili ayetleri nazara almakla gerçekleşir. Diğer yanda onların maslahatlarını ve kendilerini tertip (tertibi mesâlih ve tertibi (işânrâ) hak mevkıflarında ve kudsiyet merdivenlerinde büyük bir azık ve tamamı bir kurtuluş vesilesidir,çünkü mahşer gününde cin ve insanlar şeffât ya muhamme diye feryâd edecek,onlar Resulullah (S.A.V.) huzurunda emanet sayılırlar ve kesin şefaat vesilesi tanırlar.Bu sebebten sâdâta şevkatle muamele (hüsni işfak) ve rızıklarının temini(istidrârı erzak devamlı irad ‘maaş ) geçim sebebleri (esbâb-ı maaş) hazırlamak gerekir.Ayrıca onları tezellül ve hareketlerini mucip olacak isteklerden müstağni edecek yollara sevk etmek lazımdır,çünkü alçak haller onların makam (mansıb) ına uygun düşmez. Osman beye tablhane ve sancakla gelen bir ikinci türkçe menşurda da buna benzer bazı tavsiyeler vardır.Bu menşurların-beratların muhtevasından çıkabilecek bazı neticeler şunlardır. Seyyidler bütün islam toprakları içine dağılmışlardır, buralarda tevkir tazim görmektedirler. Selçuklu sınırları içinde de sâdât vardır bunlarla ilgili tutum berrak şekilde ortadadır,seyyidlere olan saygı sâdâtın risalet şeceresinin meyveleri ve nübüvvet detyası incileri olması dolaysiyle ve Hz.peygamberin bize bıraktığı iki önemli şeyden bir(emaneti) olmaları hasebiyledir Yani peygambere hürmet ve tazimden dolayı onlara hürmet’tevkir’riâyet ve tazim gerekir, ayrıca hürmet ve riâyet hususunu şura süresi 23.ayeti emreder.Bu ayet nazara almakla sözü edilen hürmet ve riâyet gerçekleşebilir Onların işlerini dirlik ve düzenlik (maslahat)lerini sağlamak “kendilerini düzen ve tertip “etmek gerekmektedir.Bütün bu hususların tahakkuku elbette onlar için bir nazır yada Nakib tayinini açık olmasa bile işareten icab ettirmektedir,çünkü diriliği’düzenliği sağlanacak kimselerin bilinmesi bu bilgi içinde de onların tertibi (Tertib-işânra) yani şecerelerinin doğum’ölüm ve sair hallerinin tesbiti ve bunlara vukufiyet gerekmektedir,onların maslahatlarının tesbiti ise şöyle tahakkuk eder. Onlara şefkatle muamele (Hüsni-işfâk.rızıklarının temini (istidrârı-erzak) geçim sebebleri (esbâbı-maaş) ve geçim gelirleri(vüchuh-ı inti-aş) hazırlamak onları zelil edecek ve hareketlerini mucib olacak hususlardan men etmek,Bu onların uğraştığı sanatlardan tutunda yiyip içtikleri şeyler ve oturup kalktıkları arkadaşlarına kadar çok şeyi içine alır. Burada seyyidlerin rızıkları ile ilgili terimler üzerinde durmakta fayda vardır,Türkiye selçuklularına ait resmi vesikalarda açıklandığına göre “İdrar “nesilden nesile intikal eden bir tahsisattır,idrarın çokluk şekli idrârâttır ve tahsisat”varidat yerine kullanılan bir terimdir.Osmanlı devri terimlerinde ve eski vesikalar da geçer derr kökünden müştaktır vücuttan durmadan akan ter hayvanın memesinde çok süt olmak ve sütünü verip akıtması arapçada derr olarak geçer ‘fiil istif’al babına geçince’yine ayni manalarda kullanılmaktadır.
Bu durumda istidrarı erzak terkibinden seyyidlerden muhtaç olanların rızıkları için sürekli tahsisat ve gelirler (varidat) temin etmek anlaşılır her ne kadar Osman bey zamanından bu konuya ışık tutan kaynaklardan Türkiye selçukluların da seyyidlerden gerekli görülenlere idrâr temini hususunun mevcudiyeti,Osman beyin sınırları dahilinde ‘de söz konusudur Seyyidlere iyi muamele rızıklarının yukarda geçen yollardan temininin mükafatı ise;daha çok uhrevidir,Bunları yerine getiren Devlet idarecisi,hak mevkıflarında ve kudsiyet merdivenlerinde büyük bir azığa ahirette tam bir kurtuluş vesilesine sahib olur. Peygamberin şefaatine nail olur Hz.Peygamber (s.a.v.) ın ümmetine emanet ettiği pak nesline hiyanet etmemiş olur,çünkü onlara tazim ve ikram Ahiret azığıdır.Bundan anlaşıliyorki Osman Gazi ve oğlu Orhan Gazi Torunu 1.Murat her üçüde bir yandan memleketlerini genişletirken diğer yandan memleketin üzerinde durduğu ilmi göz ardı etmemişler,hikmet ve diyanet eyvanını yüceltmenin yollarını aramışlardı .onlara iyi davranarak atiyeler ihsan ederek devlet makamlarında kendilerinr yer vererek alimleri fazılları,seyyidleri Osmanlı ülkesine cezbetmişlerdi
Gelenlerin sükut ve huzur içinde olması ise,daha başkalarını buraya hicrete sevketmiştır.Orhan beyin bilginleri ve kuran hafizlarını çok sevdiğini ve bilginlere ulüfe tayin ettiğini Seyyid ve şerifleri’de baş tacı yapmıştır.