Müslümanlar Tarafından Hz.Ali’ye Atılan İftiralar

0
984

Hz.Peygamber ( s.a.v.) Hicret’ın 10. yılında Hz. Ali’ye siyah bir sancak vererek üç yüz kişilik bir süvari birliğinin başında Yemen’e göndermiştir.Hz.Ali süvarileriyle ilk olarak Mezhecliler’in yurduna gelmiş, buradan da süvarilerini kollara ayırarak seferine devam etmiş ve birçok esir ile birlikte çoğunluğunu deve ve koyunların oluşturduğu yüklü bir ganimet ele geçirerek, ganimet malları Büreyde bin Husayn El-Eslemî’ye teslim ettikten sonra seferine devam ederek farklı bir toplulukla karşılaşmış Hz.Ali (k.v.) bu topluluğu’da İslâm’a davet etmiş,fakat bu topluluk islamı kabul etmedikleri gibi Müslümanlara hücum etmişler,bunun üzerine Hz.Ali k.v.’nın kuvvetleri karşılık vermiş ve yirmi kadar müşrik öldürmüştür. Sonunda bu topluluk teslim olmuş ve Hz. Ali’nin tekrar onları İslâm’a daveti üzerine Müslüman olmuşlar, zekât ile sadakalarını Hz. Ali’ye teslim etmişler.Hz.Ali’de ganimet mallarını bir araya toplayarak beşe ayırmış bir okun üzerine “Allah’a aittir” ifadesini yazarak Hz. Peygamber’e götürmek üzere beşte birini ayırmış, kalan beşte dörtlük kısmını ise askerleri arasında dağıtmıştır. Hz.Ali,Yemen’de ki ganimetler dağıtırken bunların arasında bulunan “Vasife” isimli bir cariyeyi kendine ayırmış; Bu durumu kabullenemeyen diğer sahabiler orada Hz. Ali ile tartışmışlar ve dönüşte de Peygamber efendimize şikayet etmişler “Hz.Peygamber ise Ali’nin görevli olarak bu mallarda hakkı olduğunu,alacağı ganimete karşılık cariyenin küçük bir hisse olduğunu buyurmuştur… Ayrıca Hz.Ali, yanında getirdiği mallarla Mekke’ye yaklaşırken Hz.Peygamber’e rapor vermek üzere arkadaşlarından önce oraya gelmiş ve Hz. Peygamber’e Yemen’de yaptıklarını rapor etmiştir. “Hz.Ali o, malların başından ayrılınca geride kalan bazı askerler devlete ait bu malları kendi aralarında paylaşmışlar,” bu durumu haber alan Hz.Ali de bunlarla tartışmış ve bu tartışmalar Mekke’de devamın’da Medine’ye dönüşte de devam etmiştir.Bu tartışmalar rasulullah’a ulaşmış? önce sukut edip meselenin yumuşamasını bekleyen allah rasulu daha sonra tartışmanın ve şikayetlerin sürekli tekrarlanması üzerine çok sıkılmış,Ali’ye karşı aşırı söz sarf edenlere Ali’den ne istiyorsunuz! Ali bendendir,ben de ondanım,ona kızmayın.“Kim Ali’ye eziyet ederse bana eziyet eder.Ben kimin velisi isem Ali de onun velisidir diye buyurmuştur… Hz.Ali k.v.’nın yemende ki askeri olay bundan ibarettir,bunun dışında kim ne demiş,ne yazmış ne rivayet etmişse tamamiyla yalan ve iftiradır.Aksini iddia edenler ehli beytın baş düşmanlarıdır… Hz.Fatima annemiz vefat etmeden Hz.Alİ (K.V.)’nın mübarek elleri bir kadına değmemiştır!!!! 2.NCİ İFTİRA !!! Ülkemizde sözde hoca ve akademisyen olduklarını iddia eden bazı kesimler vardır… Bunlarda dış güçlere hizmet eden islamiyetin birlik ve beraberliğini bozan vahhabi,selefi görüşlü ilahiyatçı ve akademisyenlerdır.. Bunların uydurdukları yalan ve iftiralarla Hz.Ali’nin şeklini şöyle anlatiyorlar: “Hz.Ali siyah biriymiş kara ağızlı kocaman göbekliymiş gözü kaymış kıllı,kafasında saçlar dökülmüş ve kısa boylu imiş. Güya rasulullah hz.Fatimayı Ali’ye vermek istemiş; Fatima da demişki ya resulullah sen beni bu kara ağızlı çulsuz birinemi veriyorsun demiştir,oysa ki Hz.Fatima öyle bir şey dememiştır bu olay tamamiyle yalan ve iftiradan ibarettir.. Bilakis Hz.Fatima ! ya Ali amcaoğlu git beni babamdan iste demiştir… Hz.Ali k.v.Ceddimizin! gerçek şekli,şemali ve fiziki yapısı ailemizin büyüklerinın anlatımları,bazı dürüst muhaddisler ve islam tarihçilerin beyanına göre,buğday tenli gayet güçlü, kuvvetli,iri gözlü ve son derece nurani yüzlü hafif göbekli ve etli idi, saçları hafif dökük,sakalı hayli gür,göğsündeki kılları ise çok fazla idi,boyu ortaya yakın idi, pazuları hayli kalın ve kuvvetli idi,vurduğu zaman acıtan, adaleleri güçlü ve gayet gösterişli idi, insanlar arasında yüzü nuraniydı saçlarına ak düşmemişti sürekli gülümseyen bir simaya sahipti… Hz Ali’nın nesebinin temel fizikinin özelliği bu rivayete göre Hz Ali’nin kolları o kadar uzundu ki, kollarını bıraktığı zaman elleri diz kapağının altına inerdi,Hayberin kapısını tek başına sökmüştü… Kaynak: Taberi tarih, ibnül esir-el Kamil fit’tarih Dr.Seyyid Hüseyin Zerraki Düseyder Genel Başkanı